Daha önce BTP lideri Prof. Dr. Haydar
Baş hakkında asılsız iddialar ortaya atan
medya organları cezai ve hukuki müeyyidelere
çarptırılmış iken, CHP’li vekille
ortaklaşa hareket eden İçişleri Bakanı
Abdülkadir Aksu’nun bayat iddiaları yeniden
gündem etmesi milletimizin tepkisini çekti ve
AKP’nin son çırpınışı olarak ifade edildi.
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof.
Dr. Haydar Baş’a karşı CHP – AKP
koalisyonu kuruldu. CHP’li Gökhan Durgun’un
haklarında hukuki işlem başlatılan
müfterilerin iddialarından hareketle Meclis’e
taşıdığı iftiralara AKP cephesi de sarıldı.
Daha önce ortaya atılan bu bayat iftiralar
hakkında bağımsız Türk yargısı gereken
cezai ve hukuki müeyyideleri uygulamışken,
AKP’li İçişleri Bakanı Abdülkadir
Aksu’nun bu bayat iddiaları yeniden gündem
etmesi büyük tepki topladı. Aksu’nun bu
girişimi AKP’nin son çırpınışları olarak
değerlendirildi.
Aksu hakkında dava açacağız
Abdülkadir Aksu’nun Prof. Dr. Haydar
Baş’ın kariyer kazanmadan Prof. Ünvanını
kullandığı şeklindeki değerlendirmesi ve
diğer iddialarının tamamen gerçek dışı
olduğunu vurgulayan Baş’ın avukatı Hakan
Güler, “yasal haklarımızı kullanarak Aksu
hakkında dava açacağız” dedi.
Avukat Hakan Güler yaptığı
açıklamada şunları kaydetti:
“Abdülkadir Aksu adalet önünde hesap
verecektir. Çünkü İçişleri Bakanı
aşağıda belirttiğimiz ve ekte sunduğumuz
mahkeme ve adli merci kararlarından haberdar
olmasına rağmen bu belgeleri görmezden gelerek
tamamen siyasi husumetle hareket etmektedir.
Sayın Prof. Dr. Haydar Baş beye karşı CHP ve
AKP paslaşması ile karalama koalisyonu
oluşturmuşlardır.
Bu asılsız iddialarla ilgili haberleri yayan
medya organları yüce yargı tarafından cezai
ve hukuki müeyyidelere çarptırılmış iken
İçişleri Bakanlığı gibi sorumlu bir mevkii
işgal eden Aksu'nun bu bayat iddiaları meclise
taşıyan CHP'li vekille ortaklaşa hareket
ederek Sayın BTP Genel Başkanı Prof. Dr.Haydar
Baş'ı hukuka ve somut mahkeme kararlarına
rağmen, yıpratma kampanyasında başı çekmesi
millet nezdinde itibarı tükenen AKP'nin son
çırpınışlarıdır.
Sayın Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in akademik
unvanı ile ilgili yapılan iftiralarla ilgili
adli mercilerden verilen kararlar şöyle:
YÖK'ün şikayeti neticesinde yapılan
yargılamada kesinleşen Bakırköy 3.
Asliye Ceza Mahkemesi'nin 1999/1460 F... ve 1999
/1380 sayılı kararında Sayın Prof. Dr. Haydar
Baş beye Bakü Devlet üniversitesi tarafından
Profesör unvanı verildiği, Azerbaycan
Cumhuriyeti’nin yüksek onay komisyonu
tarafından onaylandığı tespit edilmiş ve
unvanını kullanmasına hiç bir yasal
düzenlemenin engel olmadığına karar
verilmiştir.
Bu yargılama devam ederken, ülkemizin
tanınmış hukukçularının konu ile ilgili
olarak verdiği hukuki mütalalarında "YÖK
yasasının, yurtdışında alınmış bulunan
bir akademik unvanın Türkiye'de görev
yapılacağı zaman eşdeğer olup olmadığını
belirleme yetkisini düzenlediğini, unvan
sahibinin ülkemizde bir yüksek öğretim
kurumunda görev yapmak istediği takdirde bu
unvanını kullanıp kullanamayacağı hususunu
kapsadığını, Haydar Baş'ın Prof. Dr.
Unvanını kullanmasının, yurtdışında
kazanılmış, kullanma konusunda mutlak
haklılık taşıyan bir husus olduğunu ve
olayda gerek YÖK yasası gerek TCK yönünden
bir aykırılık bulunmadığını
belirmişlerdir. Bu konuda Prof. Dr. Haydar
Baş’ın Trabzon 3. Noterliği’nden YÖK'e
göndermiş olduğu 09.08.1996 tarihli cevabi
yazı mahkemeler tarafından da haklı
bulunmuştur.
Abdülkadir Aksu'nun cevabi yazısında
bahsettiği İçişleri Bakanlığı
müfettişlerinin Müvekkilimizin unvanını 2547
sayılı yasanın 28. 29. Maddelerine aykırı
olarak kullandığı yönündeki iddialarının
yasal dayanaktan tamamen yoksun ve hiçbir hukuki
değer taşımadığı Ankara Cumhuriyet
Savcılığının 27 Mart 2002 tarihli 2002/17764
Hz. Sayılı takipsizlik kararı iddiaların
asılsız olduğunu kanıtlamaktadır.
Yine YÖK tarafından aynı konudaki şikayet
nedeniyle DGM Başsavcılığının 2002/45
sayılı görevsizlik kararı üzerine verilen
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2002/32283
sayılı Ek Takipsizlik kararı ile kamu adına
kovuşturmaya yer olmadığına karar
verilmiştir.
Bu karar aynı zamanda yine Abdulkadir Aksu'nun
cevabi yazısında bahsettiği; Haydar Baş ile
hareket ederken ayrılan bazı kişilerin, Baş'ı
eleştiren kitap yayınlaması nedeni ile tehdit
ve darp edildiklerine dair kayıtlarda bazı
bilgiler bulunduğunun anlaşıldığı
şeklindeki iddianın gerçek dışı olduğunu
ortaya koymaktadır.
7 Nisan 2002 tarihli Milliyet Gazetesinin "Unvanını
ispat edemedi" ve "Haydar Baş'ın
Profesörü sahte” şeklindeki ifadelerle
verdiği haber üzerine Bakırköy 1. Sulh Ceza
Mahkemesi 2002/222 müteferrik kararı ile
tekzibin yayınlanmasına karar verilmiştir.
Davalı gazete bu tekzip kararına itiraz etmiş
ancak itirazları Bakırköy 2. Asliye Ceza
Mahkemesi’nin 2002/99 D.İş kararı ile
reddedilmiş ve tekzibin yayınlanması
kesinleşmiştir.
Yine bu haber üzerine Bakırköy 2. Asliye Hukuk
Mahkemesinin 2003/275 B. ve 2005/11 sayılı
kararı ile Milliyet Gazetesi’ni ve Posta
Gazetesini tazminata mahkum etmiştir.
CHP Milletvekili Gökhan Durgun'un soru
önergesinde gündem ettiği iftiralar, Prof. Dr.
Haydar Baş beye karşı yürütülen komplolarda
kullanılan kişinin attığı iftiraların
tekrarından ibarettir. Bu kişinin yazdığı
kitaptaki gerçek dışı iddiaları bugüne
kadar gündem edenler hakkında onlarca dava
açılmış, Sayın Mahkemeler tarafından
tazminat ve hapis cezalarına mahkum
edilmişlerdir. Bu kişinin itiraflarına
Abdülkadir Aksu da cevabi yazısında yer
vermiştir.
Abdülkadir Aksu'nun cevabi yazısında
bahsettiği kitabın yazarı, bu kitap ve
içeriğinde yer alan iftiraları nedeniyle;
Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2001/ 97 E.
sayılı dosyası ile yayın yolu ile hakaretten
ceza kararı verilmiştir.
Yine sözü edilen kitap nedeniyle İstanbul 13.
Asliye Ceza Mahkemesinin 2001/429 E.sayılı
dosyasından verilen karar ile kitabın yazarı,
Bu kitabı çıkar amaçlı olarak kullandığı
ve Prof. Dr. Haydar Baş beye karşı Şantaj
yapmaya çalıştığını tesbit edilerek
cezalandırılmıştır.
Aynı iftiraya yer veren Milliyet Gazetesi
hakkında Bakırköy 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
2001/881 Esas sayılı kararı ile tazminata
mahkum edilmiştir.
Aynı iftiraları Kanal D televizyonunda
yayınlayan televizyon yetkilisi hakkında
Şişli 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2001/83 E.
sayılı dosyası ile yayın yolu hakaretten ceza
verilmiştir.
Prof. Dr. Unvanını para karşılığı
aldığı iftirasına yer veren Leman Dergisi
yazarı Nihat Genç ve dergi sahibini Beyoğlu 3.
Asliye Hukuk Mahkemesi tazminata mahkum etmiştir.
Aynı yazı nedeniyle Nihat Genç hakkında
Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi yayın yoluyla
hakaret etmekten ceza vermiştir.
Yukarıda bir kısmı belirtilen açık ve
kesin yargı hükümleri ve savcılık kararları
hiçe sayılarak, Yüce Meclisi ve devletin
makamlarını alet ederek bile bile hukuk dışı
karalama kampanyası yürüterek kamuoyunu
yanıltmak isteyen her kim olursa olsun adalet,
millet ve tarih önünde hesap verecektir!”
[20.09.2005]
Bu haberin görseli için lütfen
aşağıdaki linke tıklayınız
http://www.btp-haber.com/images/haydarbas376x250.jpg
|